Kurs Hakkında

Kurs Hakkında

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yaklaşımı gün geçtikçe yeni uygulamalar ve yöntemlerle etki alanını genişletmektedir. Gününüz imkanları göz önüne alındığında pek çok alanda olduğu gibi psikoloji alanında da teknolojik yöntemler kullanılmaya başlamıştır. Yapılacak olan eğitim programı ile BDT’de yeni yaklaşımlar ve teknolojinin kullanımı konusunda eğitim ve uygulamalar yapılacaktır.

Etkinliğin amacı; Çocuklar ve ergenlerde sosyal kaygı bozukluğunu azaltmada (Scaini, Belotti, Ogliari, ve Battaglia, 2016; Vigerland vd., 2016), davranım bozukluğu belirtilerini azaltmada (Fossum, Handegard, Adolfsen, Vis, ve Wynn, 2016), çocuklar ve ergenlerde öfkeproblemlerini  ve antisosyal davranışları azaltmada (Butler, Chapman, Forman, ve Beck, 2006; Sukhodolsky, Kassinove, ve Gorman, 2004), yetişkinlerdeki öfke problemlerini azaltmada (Beck ve Fernandez, 1998), yetişkinlerdeki beden dismorfik bozukluğunda (depresyon eşlik eden) etkili olduğunu gösteren meta analiz çalışmaları (Harrison, de la Cruz, Enander, Radua, ve Mataix-Cols, 2016), ergenlerde antisosyal davranışları azaltmada (McCart, Priester, Davies, ve Azen, 2006), çocuk ve ergenlerde depresif belirtileri önleme ve azaltmada (Hetrick, Cox, Witt, Bir, ve Merry, 2016; Orchard, Pass, ve Reynolds, 2016), çocuk ve ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) belirtilerini azaltmada (Abramowitz, Whiteside, ve Deacon, 2005), çocuk ve ergenlerde Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)’nin tedavisinde, TSSB’nin yanında depresyon belirtilerini de azaltmada (Gutermann vd., 2016; Morina, Koerssen, ve Pollet, 2016) etkili olduğu görülen ve bunlara ek olarak neredeyse bütün ruhsal rahatsızlıklarda (unipolar depresyon, genel kaygı bozukluğu, panik bozukluk, TSSB) etkili olduğunu gösteren meta-analiz çalışmalarına (Butler vd., 2006) bulunan Bilişsel Davranışçı Terapiler (BDT)’in az bilinen ve son yıllarda uygulaması gittikçe artan farklı yaklaşımlarını lisansüstü eğitimi gören ruhsağlığı uzmanlarına aktarmaktır.

Eğitimde ele alınacak diğer konu 3. dalga terapilerden olan Metakognitif terapidir (MKT).  MKT kuramsal dayanağı kuvvetli, kanıta dayalı bir bilişsel davranışçı terapi (BDT) yaklaşımıdır. Bilişsel dikkat sendromu ve üstbilişsel inanışlar aracılığıyla psikopatolojiyi açıklayabilmektedir. En az BDT yaklaşımları kadar etkili olduğuna dair veriler mevcuttur. Zaman sınırlı ve kısa süreli, bozukluklara özgül veya transdiyagnostik bir bakış açısına izin veren, geleneksel BDT ile benzeşen yönleri olsa da bazı hususlarda önemli farklılar içeren, kendisine özgül teknikleri olan ve geliştirilmeye açık bir terapi yöntemi olan MKT yeni araştırmalarla birlikte giderek daha da ön plana çıkacaktır. Türkiye’de MKT eğitimleri artmakta ve klinikte uygulanması yaygınlaşmaktadır.

Eğitimde ele alınacak konulardan biri Sınav Kaygısını Sanal Gerçeklik ile Bilişsel Davranışçı müdahaledir. Sınav ülkesi olmamız sebebiyle çok fazla merkezi sınavımız vardır. BDT ile sınav kaygısına müdahale önemli bir yer etmektedir. Etkinlik koordinatörü Doç.Dr.Uğur DOĞAN tarafından türülen TÜBİTAK 1001 Projesi “Bilişse Davranışçı Terapilerde Sanal Gerçeklik Kullanımı: Sınav Kaygısı” isimli projenin çıktıları olan 360 derece sanal gerçeklik videolarının nasıl kullanıldığı etkinlikte ele alınacaktır.

Etkinlik kapsamında ele alınacak bir diğer konu ise Güçlü Yönlere Dayalı Bilişsel-Davranışçı Terapi’dir. Psikolojik sağlamlık, insanların olumlu ve olumsuz yaşam olaylarıyla yüzleşmesine ve bunları yönetmesi gibi birçok avantajın tecrübe edilmesine yardım olur. Psikolojik sağlam insanlar engeller karşısında direnirler ve gerektiğinde değiştirilemeyecek durumları kabul eder, zor zamanlarda bizi psikolojik ve fiziksel sağlık sonuçlarından korumak için bir tampon sağlar. Psikolojik sağlamlık arzu edilir ve yine de hepimiz yaşamımız boyunca sağlamlıkta dalgalanmalar yaşarız. Bazı insanlar asla sağlamlık geliştirmezler. Diğerleri oldukça esnektir ancak bunu fark etmezler; kolayca üstesinden gelebilecekleri zorluklardan kaçınabilirler. Padesky ve Mooney tarafından danışanların olumlu nitelikler oluşturmasına, kişisel sağlamlığı oluşturmak ve güçlendirmek için nasıl kullanılabileceğini yardımcı olmak için tasarlanmış 4 aşamalı Güçlü Yönlere Dayalı bilişsel-davranışçı terapi (BDT) modeli ele alınacaktır. Model (1) güçlü yönleri araştırma, (2) kişisel bir sağlamlık modeli oluşturma, (3) kişisel sağlamlık modelini yaşam zorluğu alanlarına uygulama ve (4) psikolojik sağlamlığı uygulama aşamalarını içermektedir. Padesky ve Mooney psikolojik sağlamlık bir özellik değil, bir süreç olarak görüyor ve onu zorluklarla başa çıkma ve uyum sağlama ve/veya stres etkenleri bunaltıcı hale geldiğinde toparlama ve olumlu işleyişi yeniden kurma yeteneği olarak tanımlıyor. Bu çalıştayda öncelikli olarak danışma kazanımlarının sürdürülmesi ve bir tedavi bozukluğu için nüksün yönetimi ile ilgilenen psikolojik sağlamlığa odaklanan geçmişteki BDT yönelimin aksine, bireylerin, depresyon veya anksiyete gibi belirli bir bozukluğa atıfta bulunmadan hayatın engelleri karşısında sağlam kalmaları için kişisel bir model oluşturmalarına yardımcı olacak bir model üzerinde durulacaktır.

Eğitimde ele alınacak konulardan biri Tavma Sonrası Stress Bozukluğu ve BDT ile ele alınmasıdır. Travma sonrası stres bozukluğu kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan ve güçsüz bırakan çoğu kez olağandışı ve beklenmedik olayların yol açtığı bir durumdur. “Travma Odaklı Bilişsel Davranışçı Psikoterapi” (TO-BDT) ise çocuk ve ergenlerde yaşamın gündelik işlevselliğinde ağır problemlere sebebiyet verebilen bu durum için uygulanan ve iyi sonuçların alındığı kanıtlanmış bir tedavi metodudur. Travmatik olaylar zihinde temel olarak bellek sistemlerinin işleyişini bozar ve terapi, belleğin ilgili fonksiyonlarının yeniden işlevsel hale gelmesi için çalışır. BDT ile travma çalışırken odaklanılması gereken birkaç alan vardır ve her alan için spesifik teknikler önerilebilir. TO-BDT temel olarak 3 ana modülden oluşur. İlk modül çocuk ve ergenin daha stabil ve travmatik belleğin çalışılabilmesi için daha donanımlı hale gelmesi için çalışır. Bu ilk modülde psikoeğitim, gevşeme egzersizleri ve BDT’nin nasıl çalıştığının öğretilmesi üzerinde durulur. İkinci modül travmatik belleğin işlemlenmesidir. Bu aşama travma tedavisi için kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bunun oluşabilmesi için travmatik olay birçok defa ele alınır ve olay ile ilişkili duygu ve düşüncelerin yakalanarak çalışılmasına olanak sağlanır. Olay ele alınırken yaşanılan duygusal sıkıntılar, içinde olayın anlamına atıfta bulunan düşünceleri sakladığından işlemleme sadece duygusal boyutta kalmaz, ayrıca düşünsel alan da ele alınmış olur. Üçüncü olarak travma odaklı BDT’nin diğer bir özgül alanı olayı hatırlatan tetikleyicilerle çalışmak gerekliliğidir. Bu aynı zamanda bir “kaçınmalarla çalışma” etkinliğidir. Tetikleyicilerin belirlenmesi ve kaçınma listesinin oluşturulması travma odaklı BDT için olmazsa olmazlardandır. Travmatik olaylar bellekte yarattığı değişimin yanı sıra dünyanın ve insanların güvenilirliği ile ilgili de yaralar açar. Bu bağlamda yeni anlamların ve dünya ile yani bağların oluşturulması ve kişinin hayatına yeni anlamların tanıtılması önemlidir.

Yine bir diğer 3. dalga yaklaşımı olarak adlandırılan yaklaşım “Kabul ve Kararlılık Terapisi” (ACT)’dir; Kabul ve Kararlılık Terapisi işlevsel bağlamsalcı bilim felsefesi ve ilişkisel çerçeve kuramı (İÇK) zemininde geliştirilen, psikolojik ve davranışsal esnekliği arttırma amacıyla insan dil ve bilişinin işlevsiz kullanımlarını ortadan kaldırmaya odaklanan, ampirik veri birikimine sahip davranışçı bir psikoterapi yaklaşımdır. ACT’in psikopatoloji modeli ise ‘psikolojik katılık’ olarak tanımlanmaktadır. Modelin işlevsel yönü ‘psikolojik esneklik (PE)’ olarak ifade edilir ve birbiriyle etkileşim içinde bulunan altı boyuttan oluşmaktadır: Kabul, bilişsel ayrışma, an ile temas etme, bağlamsal benlik, değerlere temas ve değer-odaklı davranışlar. ACT, psikolojik esnekliğin bu altı boyutu üzerinden gerçekleştirdiği müdahaleler aracılığı ile PE’i arttırmayı hedefler. Amaç zorlu içsel yaşantıların ya da semptomların azaltılmasından ziyade bunlarla kurulan ilişkinin şeklini değiştirerek kişinin, tercih ettiği değerleri doğrultusunda yaşamasına yardımcı olmaktır. ACT’in halihazırda depresyon, anksiyete, psikoz, obsesif-kompulsif bozukluk, madde kullanımı, yeme bozuklukları gibi klinik durumların yanı sıra kronik ağrı, kanser, epilepsi, diyabet, kulak çınlaması, spor performansı, damgalama gibi birçok alanda çok etkililiği randomize kontrollü çalışmalarla gösterilmiştir.

Eğitimde ele alınacak bir diğer konu ise Motivasyonel Görüşmedir. İlk olarak madde kullanımı ve bağımlılık alanında tercih edilmeye başlayan motivasyonel görüşme neredeyse bütün psikoterapi yaklaşımlarında tercih edilen bir görüşme yaklaşımı olarak kendini göstermektedir. Özellikle bağımlılık dışındaki konularda da BDT oturumlarında kullanımının arttığını görebilmekteyiz. Motivasyonel görüşme ile danışanın ikilemlerini ortaya çıkartmak için kullanılan, danışan merkezli, danışanların sorunlarını anlamalarını ve değişim sağlamak amacıyla eyleme geçmeleri için açık uçlu sorular sormayı, onaylamaları ve yansıtıcı dinlemeyi gerektiren yardımın spesifik bir yoludur. Fakat bakıldığında motivasyonel görüşme danışanların problemini çözen bir terapi/danışma yaklaşımı değildir. Motivasyonel görüşmenin bir tür psikoterapi değil, bir iletişim tarzı olması, geniş uygulanabilirliğine katkıda bulunur. Bu farklı uygulanabilirlik, ruh sağlığı ve madde bağımlılığı tedavisi içinde ve dışında farklı disiplinlerde motivasyonel görüşmenin yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur. Motivasyonel görüşmede yetkinliğin geliştirilmesinin, temel yeterliliği geliştirmek için beceri ve koçluk pratiği gerektirdiği konusunda büyük ampirik destek vardır. Aslında, motivasyonel görüşme eğitimi için mevcut altın standart, yetkinliği geliştirmek için gözlem ve geri bildirim ile uygulamayı içerir. Motivasyonel görüşme danışanların problemini çözen bir terapi/danışma yaklaşımı değildir. Herhangi bir danışma yaklaşımı içerisinde kullanılan bir teknik değildir. Bir otorite tarafından (ebeveyn, okul idaresi, mahkeme v.b) yönlendirilen danışanı bir hokus pokus ile kendini değiştirmeye ikna eden bir yöntem de değildir. En temelde, motivasyonel görüşme değişim hakkında bir konuşmadır ve bu konuşmayı yapmanın birçok yolu var. Değişim motivasyonunu geliştirmeye odaklanır ve bunu konuşma yoluyla yapar. Her gün doğal bir şekilde “değişim hakkında konuşuruz”. Aslında, kullandığımız dilin birincil işlevi, bilgi aktarmanın yanı sıra, motive etmek, birbirimizin davranışlarını etkilemektir. Bu konuşma danışan motivasyonunu, davranışını ve kişisel gelişimini nasıl geliştireceğinizle ilgilidir. Aynı zamanda konuşmalarınızın tadını nasıl çıkarabileceğiniz, daha verimli olabileceğiniz, enerjinizi nasıl koruyabileceğiniz ve daha büyük bir etkisi olabilir.

Eğitimde çalışılacak bir diğer konu ise Pozitif Bilişsel Davranışçı Terapidir. BDT tıbbi tanı ve tedavi modelinden önemli ölçüde etkilenmiştir. Terapinin yapısı çoğunlukla acı çekme ve diğer olumsuz belirtilere odaklanır ve daha az danışanın güçlü yönlerine ve yeteneklerine odaklanır. Pozitif Bilişsel Davranışçı Terapi, Pozitif Psikoloji ve Çözüm Odaklı Kısa Terapi ile birleştirilmiş BDT sunar. Pozitif BDT, bireylerin refahını ve yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlar. Değişimi gerçekleştirmeye yardımcı olan en önemli şey danışanların güçlü yönleri, yetenekleri ve kaynaklarıdır. Terapinin önemli hedeflerinden biri, kişisel güçlü yönlere ve uyum sağlama yeteneklerine odaklanan uzun vadeli bir dayanıklılıktır.

Pozitif BDT'nin odak noktası patoloji, danışanlarda neyin yanlış olduğu ve en kötünün ne olduğu üzerinde değil, zihinsel sağlık ve güçlü yönler, onlarda neyin doğru olduğu ve en iyiyi yaratma üzerinedir. Bu arayışta Pozitif BDT sıfırdan inşa edilmek zorunda değildir ancak sorunları azaltmaktan danışanların güçlü yönlerine ve neyin işe yaradığına odaklanmaya yönelik bir odak değişikliğini içerir. Pozitif Psikoloji'ye dayanan güçlü yönlere dayalı bir yaklaşım, insanların kendi içlerinde ve sosyal sistemlerinde muktedir, yetenek ve kaynaklara sahip olarak görüldüğü felsefi bir bakış açısıdır. Aktive edildiğinde ve yeni deneyimler, anlayışlar ve becerilerle bütünleştirildiğinde sonuç iyileştirilmiş bir refah duygusu ve yaşam kalitesi ve daha yüksek derecede kişilerarası ve sosyal işlevselliktir. Pozitif BDT, Pozitif Psikoloji ve Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi ile birleştirildiğinde BDT'nin neye benzediğine dair bugüne kadarki en iyi yapıcı vizyonu sunar. Pozitif BDT, terapinin odağını danışanlarda neyin yanlış olduğundan onlar için neyin doğru olduğuna ve neyin işe yaramadığından neyin işe yaradığına kaydırır. Bu geçiş, problem-çözmeden, çözümlere ve güçlü yönler oluşturmaya doğru bir paradigma kaymasını temsil eder.

 

  • Türkiye’de verilen BDT eğitimlerinin içerisinde yer almayan yeme bozuklukları konusunda güncel bilgiler kazandırmak,
  • Dirençli danışanlarda çalışmayı kolaylaştıracak “Motivasyonel Görüşme” tekniklerinin nasıl kullanılacağının teorik ve yaşantısal olarak,
  • Klinik olmayan danışların ele alınmasında son yıllarda kullanılmaya başlayan Güçlü Yönlere Dayalı Bilişsel-Davranışçı Terapi katılımcılar ile nasıl uygulanacası yaşantılsal olarak,
  • BDT’nin temelini oluşturan maruz bırakma tekniğinin Sanal Gerçeklik ile nasıl ele uygulanacağının hem teorik hem yaşantısal olarak en son oluşturulmuş örnekleri öğretilmesi,
  • Akıllı telefonların yaygınlaşması ile daha kolay kullanılabilir hale gelen “Video Maruz Bırakmalar” konusunda hem uygulama esaslarının hem de uygulama protokollerinin teorik ve yaşantısal olarak,
  • Son teknolojik gelişmeler ışığında “Gerçekdışı gerçeklik” uygulamalarının Agorafobi ve Panik Bozukluk özelinde BDT’deki yeni gelişmeler ışında teorik ve uygulamalı olarak verilmesi,
  • Yine BDT eğitimlerinin içerisinde yer almayan Uyku Bozuklukları ile BDT ve ACT uygulamalarının,
  • Son yıllarda giderek kullanımı yaygınlaşan ve temel BDT eğitiminde yer alamayan Üst-Bilişsel Terapi ile ilgili hem teorik hem de uygulamalı,
  • Çocuk ergenlerde çalışılması çok zor olan Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve BDT uygulamaları hem teorik hem de uygulamalı,
  • Ve 3. Dalga yaklaşımlar olarak adlandırılan yaklaşımlardan en önce geleni Kabul Kararlılık Terapi uygulamalarının teorik ve uygulamalı olarak ele alınması amaçlanmaktadır.

Proje sonucunda

  • Ruh sağlığı alanında çalışan psikolojik danışman, psikoloji yüksek lisans öğrencilerine ve psikiyatri asistanlarına BDT konusunda özel konularda yeni yaklaşımları ne olduğunu ve nasıl uygulandığını öğretmeyi ve bunları uygulamalı olarak bu konuları aktarmayı hedefleyen bir eğitim projesidir.
  • BDT ile ilgili eğitimle katılımcılara psikolojik danışma/psikoterapi öncesinde ve esnasında kullanılabilecek güncel ve yeni uygulamaların ve teknolojilerin öğretilmesi ve ilgi alanlarına uygulama imkânı sunacak bilgilerin verilmesi hedeflenmektedir.
  • Sadece anılan bozukluklara müdahalede değil, öğrendikleri bilgi ve becerileri diğer bozukluklara uyarlamayı ve aynı zamanda bu bozukluklara yönelik çalışma yapma kabiliyeti kazanacaklardır.
  • 5 gün ve 40 saatlik ders dönemini kapsayacak olan bu projemiz, BDT ile ilgili oldukları alanlarında uzmanlaşmak isteyen ya da çevreye bakış açısında bilimsel yaklaşımlar kazanmak isteyen lisansüstü öğrencilerine konuya ilişkin eşsiz fırsatlar sunmaktadır.
  • Eğitimler kendi alanlarında değerlendirme ve uygulama konularında uzmanlar tarafından teorik ve uygulamalı olarak verilecektir. Konuya ilişkin tüm dersler etkin, güncel ve modern sunum teknikleri ile aktarılacaktır. Eğitmenlerin farklı alanlarda uzmanlıklarının olması eğitimin bir zenginliği olup, tüm konuların uzmanlarınca aşamalı olarak ele alınıp katılımcılara aktarılması konuların daha kolay kavranmasına olanak sağlayacaktır. Son aşamada tüm konular Bir bütünlük halinde ele alınıp, katılımcılardan gelecek her türlü sorulara cevap verilecektir. Bu sayede katılımcıların konular üzerinde takılmış oldukları detay noktalar aydınlatılmış olacaktır.
  • Çocuk ergenlerde çalışılması zor olan Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun BDT tarafından ele alınması amaçlanmaktadır.
  • Etkinlik kapsamında son yıllarda uygulaması giderek artan fakat temel BDT eğitiminde ele alınmayan Pozitif BDT uygulamaları hem Güçlü Yönlere Dayalı BDT ile hemde Pozitif BDT ile ele alınması hedeflenmektedir.
  • Temel BDT eğitimlerinde zaman sınırlamasından dolayı ele alınmayan motivasyonel görüşme, yeme bozuklukları, uyku bozuklukları, gibi sıkıntılar ve bu sıkıntılara BDT ve teknoloji bağlamında müdahaleleri hem teorik hem de uygulamalı olarak katılımcılara kazandırılması hedeflenmektedir.

Son yıllarda uygulama alanları artan motivasyonel görüşme ve meta bilişsel terapi uygulamaları ele alınması hedeflenmektedir.